Röportaj

Bu uzmanlık alanını tercih etme sebebiniz nedir?

Öncelikle çocuklar ve gençlerle çalışmayı seviyorum. Henüz gelişme çağında olduklarından yaşamlarına en ufak bir dokunuş bile anlamlı değişiklikler yaratabiliyor, sorunlar kemikleşmeden çözümlenebiliyor. Bir insanın geleceğinin olumlu bir biçimde şekillenmesine katkıda bulunmuş olmak en önemli mesleki tatmindir bence.

Mutlaka zor bir meslektir, o yüzden şöyle soralım: Mesleğinizin kendine özgü zorlukları nelerdir?

Çocuk ve ergen psikiyatristi olmanın en zor yanı işiniz sadece çocukla ya da gençle bitmiyor. Mutlaka aile ile de çalışmanız gerekiyor. Bu da yetmiyor, okulla, öğretmenle ve hatta çocuğun hayatında önemli yeri olan diğer kişilerle işbirliği içinde olmanız gerekiyor. Bu da oldukça kapsamlı ve zaman alan bir çalışmayı gerektiriyor. Çocuklarla çalışmak aceleye gelmez, terapide çocuğun ya da gencin hızında ilerleyebilirsiniz ama çoğu zaman aileler kısa sürede büyük değişiklik beklentisi içinde olabiliyorlar.

Yaptığınız iş ile ilgili en sevdiğiniz 3 şey nedir?

Kendimi en yorgun hissettiğim anlarda bile bir çocuğun enerjisi beni canlandırabiliyor. Çocuklar ve gençler size güven duydukları andan itibaren kendilerini kolayca ve açık yüreklilikle ifade edebiliyorlar. Erişkinlerde bu çok daha uzun ve zordur. İyi bir işbirliği kurabildiğiniz sürece işler yolunda gidiyor. Yüz güldürücü sonuçlar alabiliyor olmayı ve bir çocuğun yüzündeki gülümsemeyi, gözündeki parıltıyı görmeyi çok seviyorum.

Görev yaptığınız süre içerisinde sizi keyiflendiren veya aklınızda kalan bir vaka veya olayı bizimle paylaşmak ister misiniz?

Bizim işimiz bir çocuğu büyütmek gibidir. Bebeklik döneminde tedavi sürecine başladığım ve yıllarca takip etmeye devam ettiğim çocukların büyüyüp, meslek sahibi olup hatta evlenip çoluk çocuğa karıştıklarını görebilmek benim için en büyük mutluluktur. Hiç unutmam bir danışanım bana “Çocuğum olduğunda bir sorunu olmasa bile size getireceğim, beni büyüttüğünüz gibi onu da birlikte büyütelim istiyorum” demişti.